Azot Narkozu    

Azot narkozunun hakiki sebebi daha birçok fizyoloji uzmanını meşgul etmesine rağmen basit olarak verilebilen izah şudur. Basınç altında vücudun azot absorbsiyonu esnasında sinir hücreleri etrafındaki yağ dokularında absorbe edilen azot sinir hücrelerinin elektriksel sinyalleri iletmelerini engeller. Derin dalışlar bu olayın genelde başladığı derinliklerde yapılacağı için olayın yakından incelenmesinde fayda vardır. 

Bazı dalgıçların fazla derin olmayan, bazılarının da 40m. de bile hissetmedikleri azot narkozu büyük bir çoğunluk için 24m. ile 30m. arasında kendini hissettirmeye başlar. Azot narkozunun belirtileri ve arazları değişken olup, kişiden kişiye de farkeder. 

Başlıca belirtileri şunlardır;

Sabit ve değişmez bir düşünceye saplanmak

Değerlendirme kabiliyeti ve kısa süreli hafıza kaybı

Aşırı güven hissi

Kendini çok iyi ve güçlü hissetme

Uykulu, uyuşmuş, umursamazlık hisleri

Yersiz heyecan


Başlıca arazları da şöyledir;

Uygun olmayan hareketler

Yavaş algılama ve dikkatini uzun süre koruyamama

Kısmi yada tam şuur kaybı


Azot narkozu ortaya çıkarken belirti ve arazların bir kısmı veya tamamı ortaya çıkabilir ancak; 

1. Yoğun aktiviteden dolayı soluma ve karbondioksit seviyelerinin artması ile 
2. Derin dalışlarda tecrübesizlikten 
3. Alkol veya diğer bazı ilaçların kullanılmasından 
4. Heyecandan 
5. Yorgunluktan 

ortaya çıkışı hızlanabilir ve artabilir. Azot narkozunun hakikatte insan vücuduna direkt bir zararı yoktur. Ancak tehlike insanın azot narkozu altında yaptıklarından kaynaklanır. 

Derin dalışlarda bütün bu saydıklarımızdan dolayı dikkatli olmak gerekir çünki ne olursa olsun yine de algılamamızda bir yavaşlama olacaktır. Azot narkozunu önlemek için 30m. den az derinlere dalış yapmak kafidir. Ancak yinede bir derin dalış esnasında azot narkozunu hissederseniz hemen biraz yükselerek problemi çözersiniz.


CMAS - Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu    

CMAS NEDİR ?
 

CMAS (Confederation Mondial des Activites Subaquatique), yani Dünya Sualtı Aktiviteleri Konfederasyonu üye ülke federasyonları ve kuruluşlarının sualtı aktiviteleri ile ilgili uyması gereken minimum standartları ve eğitim programlarını belirleyen en üst düzey uluslar arası kurumdur. Ülkemizde federasyonumuz tarafından verilen dalıcı diploma ve kimlik kartlarının tüm dünyada geçerli olmalarını sağlayan da ulusal federasyonumuzun bu konfederasyon ile olan sözleşmesidir. 

CMAS, Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu'na (TSSF) kendi standartlarını Türkiye'de uygulatma ve denetleme yetkisinin yanı sıra, daha üst düzeyde eğitim standartlarını da belirleyebilme hakkını vermiştir. Ulusal federasyonumuz bünyesindeki spor dallarının her biri için ayrı ayrı hizmet verecek çok çeşitli kurullar oluşturulmuştur. Kurullarında hizmet veren tecrübeli üyeler ile gerek dalış gerekse sualtı ile ilgili diğer dallar için gerekli standart eğitim çalışmalarının yanı sıra, denetleme ve düzenleme görevlerini de yerine getirir. 


TSSF (TÜRKİYE SUALTI SPORLARI FEDERSYONU), Sportif Dalış ve Sualtı Sporları ile ilgili tek yetkili ve resmi Devlet kuruluşudur. 

Türkiye Sualtı Sporları Federasyonunun görevleri şunlardır; 

a) Spor dalının yurt düzeyinde dengeli bir biçimde yayılıp gelişmesini sağlamak, bu amaçla eğitimler ve seminerler düzenlemek, 
b) Yurt dışındaki ve yurt içindeki spor dalı ile ilgili gelişmeleri izlemek, karşılıklı ilişki, yarışma, çalışma ve diğer etkinlikleri programlayıp bunların uygulamalarını denetlemek, 
c) Antrenörlerin, eğitmenlerin ve hakemlerin eğitim ve seminerlerle yetiştirilmelerini, eğitilmelerini sağlamak, başarılı olanların belgelerini düzenleyip tescillerini yapmak, çalışmalarını sürekli izlemek, gerektiğinde yurt dışındaki eğitim ve seminerlere göndermek, 
ç) Ülke içinde spor dalının yarışmalarını düzenlemek ve düzenlenen tüm yarışmaların sürekliliğini sağlamak, hakem, temsilci ve gözlemci atamasını yapmak, 
d) Yabancı ülkelerdeki spor dalı ile ilgili gelişmeleri ve yenilikleri izleyerek, bu bilgilerden ülke içinde daha çok kişinin yararlanmasını sağlamak, 
e) Spor dalında kullanılan malzemelerin standartlarını saptayarak, bunların yurt içinden ya da yurt dışından satın alınmasını sağlamak, 
f) Kulüpler ya da il temsilcileri arasında doğabilecek teknik uyuşmazlıkları çözümlemek, 
g) Üyesi olduğu uluslararası federasyonun izni ile uluslararası eğitim, seminer, panel, sempozyum, yarışma ve diğer spor organizasyonlarını düzenlemek, 
ğ) Uluslararası yarışmalara katılacak olan milli takımları seçmek, seçilen takımları yarışmalara hazırlamak ve göndermek, 
h) Spor dalı ile ilgili yarışmaların düzenlenmesi için talimatlar hazırlamak ve uygulamak, 
ı) Sonuçlara göre başarılı sporcuları izlemek ve bu sporcuların yetişmesi için gerekli önlemleri almak, 
i) Her düzeydeki sporcular için eğitim ve hazırlık kampları açmak, 
j) Spor dalı ile ilgili arşiv ve istatistiksel çalışmalar yapmak, eğitici film, CD, slayt, kitap ve broşür hazırlayarak, bu konuda basın ve televizyon kuruluşlarıyla işbirliği yapmak, 
k) Spor dalı ile ilgili belirli bir sistemin uygulanması için yapılacak işlemleri belirlemek ve uygulamasını sağlamak, 
l) İllerdeki spor dalı temsilcilerinin kendi aralarında ve Federasyonla uyumlu ve iletişim içinde çalışmalarını sağlamak, 
m) Yurt içinde açılmış ve açılacak olan kulüpler, turistik, ticari ve sportif amaçlı dalış merkezleri, cankurtarma ve ilkyardım eğitim merkezleri ile su sporları merkezlerinin çalışabilmeleri için gerekli kuralları düzenlemek, talimat hazırlamak, denetlemelerini yapmak, çalışmaları için yetki belgesi vermek, 
n) Federasyona gelir sağlamak amacıyla; taşınır ve taşınmaz mal alım satımı ve kiralanması, kitap, broşür basımı ve yayımı çalışmalarını yürütmek, 
o) Yurt içinde Federasyonca veya diğer gerçek ve tüzel kişiler, kurum ve kuruluşlarca düzenlenecek her türlü Federasyonu ilgilendiren etkinliklerin izinlerini vermek veya gerekli gördüğü durumlarda yönetim kurulu kararıyla bu yetkiyi il temsilcilerine veya il müdürlerine vermek, 
ö) Sualtı sporlarını geliştirmek için öğretim kurumları, diğer kamu ve özel kurum ve kuruluşlarla ortak programlar ve bilimsel araştırmalar yapmak.  


Dalışta İletişim    

Seslerin suda çok iyi taşınmasına rağmen sualtında sesle haberleşme neredeyse imkansızdır, sadece özel elektronik sistemlerle yapılabilir. Bunlar çok pahalı olmalarından ve diğer nedenlerden dolayı sportif dalıcılar tarafından yaygın olarak kullanılmazlar. Sonuç olarak sessiz iletişim teknikleri kullanılmak zorundadır. 

Dikkat çekmek: Başka bir dalıcıyla haberleşebilmek için öncelikle onun dikkatini çekmelisiniz. Yavaşça ona dokunun veya bıçağınızla yada sert bir cisimle tüpünüze vurun. 

Sualtında haberleşme: Sualtında arkadaşınızın dikkatini çektikten sonra haberleşme el işaretleri veya sualtı yazı tabelasına yazmakla gerçekleşebilir. Sualtındaki yanlış anlama ve karışıklığı önlemek için, arkadaşınızla dalışa başlamadan önce el işaretlerini ve diğer haberleşme yöntemlerini tekrarlamalısınız. 

Yüzeyde haberleşme: Yüzeyde haberleşmek için el işaretleri ve sesli işaretler kullanılır. Yüzeyde selamlamak için el sallamaktan kaçının, çünkü bu yardım isteme işaretidir. Standart bir malzemenin bir parçası olan düdük tavsiye edilir, çünkü hem dikkati çekmek için fazla enerji gerektirmeyen güçlü bir ses, hem de uzağa gidebilen bir ses çıkarır. 

Sualtı sireni: Bazı dalış tekneleri, sualtındaki dalıcıların dikkatini çekmek için elektronik sualtı sireni kullanırlar. Çalıştırıldığında sualtı hoparlörü yardımıyla siren sesi çıkarır. Eğer bu sesi duyarsanız, dikkatlice yüzeye çıkın ve direktifler için tekneye bakın. Kaptan emniyetli olduğuna dair işaret vermeden tekneye doğru yüzmeyin.  


Dekompresyon    

Dekompresyon hastalığının önlenmesi ; için herşeyden önce sportif dalış planlayıcısını doğru olarak kullanmak, hiçbirzaman cetvelin veya bilgisayarın limitlerini kullanmamak şarttır. Ayrıca insanların fizyolojik olarak farklılıkları da önemli bir handikaptır. Bu faktörler; 

Yaş: İnsan yaşlandıkça dolaşım sistemi daha az verimli hale geldiğinden vücutdaki azotun eleminasyonu zorlaşır. Ayrıca insanlar yaşlandıkça şişmanlar ve yağ dokuları çoğalır. 

Yağ dokuları: Azot yağ dokuları tarafından daha kolay absorbe edilir. Dolayısıyla şişman insanlar daha çok azot absorbe ederler. 

Yoğun aktivite: Dalış esnasında veya dalış sonrası yoğun aktivite dolaşımı arttıracağı için azot absorbsiyonu ve eliminasyonu da etkiler. 

Hastalık ve yaralanmalar: Her ikiside lokal dolaşımı etkiliyerek vücudun fazla azota toleransını azaltırlar. 

Susuz kalma: ( Dehidrasyon ) Susuzluk kan miktarını azalttığı için fazla azotun vücuttan atılması zorlaşır. 

Alkol: Alkol hem dolaşımı hızlandırır hemde dehidrasyona yol açar. 

Soğuk su: Soğuk su dalış sonuna doğru vücudun bazı kısımlarının normalden daha az kan dolaşımı almalarına sebep olur. 

Sıcak su ile duş / yıkanma: Sıcak su deri içindeki kapiler damarların açılmasına ve dolayısıyle vücudun başka bölgelerinden gelen fazla kanın deri içinde toplanmasına sebep olur. 

Karbondioksit seviyesinin artması: Sualtında uygun olmayan soluma ve nefes tutma, kandaki karbondioksit seviyesini aettırdığından azot eliminasyonu zorlaşır. 

Dalıştan sonra uçağa binme / yükselme: Herhangi bir dalıştan sonra 1000ft./300m. den yükseğe çıkılacaksa çevre basıncının düşmesi problem yaratacaktır. 

Dekompresyon hastalığının belirti ve arazları ; 

Belirtiler: 
-Aşırı derecede yorgunluk ve bitkinlik 
-Derinin kaşınması 
-Kol ve bacaklarda eklem veya kas ağrısı 
-Baş dönmesi veya vertigo 
-Lokal uyuşmalar, seyirme ve hissizlik 
-Sık nefes alma 

Arazlar: 
-Kızarmış cilt 
-Bir kolu veya bacağı oğuşturma 
-Sendeleme 
-Öksürük nöbetleri 
-Birden kendinden geçme, yığılıp kalma 
-Şuurunu kaybetme 

Belirti ve arazlar ayrı ayrı veya bir kısmı aynı anda oluşabilir ve genellikle 1 saat sonra netleşir. Bazen dalıştan 36-48 saat sonra bile görülebildikleri gibi hemen dalıştan sonrada ortaya çıkabilirler. 

Dekompresyon hastalığından şüphelenilen bir dalgıça yapılacaklar; Önce hastaya hemen saf oksijen solutulmaya başlanmalıdır. Oksijen azotun vücuttan daha kolay atılmasını sağlar. Sonra hasta mümkün olduğu kadar çabuk bir basınç odasına götürülmeli ve bu esnada hayati fonksiyonları gözlenmelidir. Su içinde hiçbir zaman dekompresyon hastalığı tedavisi yapılmaz, dalgıç tekrar suya indirilmez. 


Maske     
Neden Maske Kullanmalıyız? Maske, su ortamı ile dalıcının gözleri arasında bir hava boşluğu oluşturarak sualtında dalıcının net görüşünü sağlayan dalış malzemesidir. Maskelerin en belirgin özellikleri burnu da kapatan bir hava boşluğuna sahip olmalarıdır. Bu özellikleri dolayısıyla yüzücü gözlüklerinden ayrılırlar. Maskelerin burun kısımları kapalı olduğundan, dalıcı inilen derinlikle birlikte artan dış basıncı maske içinde dengeleyebilir ve maske içine giren suyu da boşaltabilir. Eğer dalışı yüzücü gözlüğü ile gerçekleştirilmek istenirseniz eşitleme yapamaz, içeri giren suyu boşaltamaz ve ciddi göz rahatsızlıklarının meydana gelmesine sebep olabilirsiniz. 

Üretildikleri Malzemeler 
Günümüzde maskeler silikon plastik ve ısı altında sıkıştırılmış cam malzemelerden üretilir. Renkli silikon ya da şeffaf silikon seçenekleri mevcut olan maskeleri, tek ya da çift camlı olarak, birbirinden farklı modelleriyle piyasada bulabilmek mümkündür. 

Maske Seçerken 
Uygun maske, dalıcının yüzüne uyan ve gerçekleştireceği dalış faaliyetine en iyi şekilde hizmet verebilecek özellikte olandır. Örneğin serbest dalışta düşük iç hacimli maskeleri tercih etmek, donanımlı dalışlarda ise geniş açılı görüş sağlayabilecek yapıda maskeleri tercih etmek uygun olacaktır. Almayı düşündüğünüz maskenin öncelikle yüzünüze uygun olup olmadığına bakmanız gerekir. Bunun için maskeyi yüzünüze yerleştirip burundan hava çekerek, maskenin kayışlarını takmadan yüzünüzde durup durmadığını kontrol etmelisiniz. Eğer seçtiğiniz maske bu şekilde yüzünüzde duruyorsa, yüzünüze uyum sağlayacak ve sualtına kontrolsüz su girişine engel olabilecektir. 

Maskeyi Kullanırken 
Maskeyi yüzümüze taktıktan sonra kayışları mümkün olduğunca rahat biçimde ayarlamalı, ne çok sıkı ne de çok bol bırakmalıyız. Eğer çok sıkılacak olursa, yüz kılcallarına baskı yaparak dolaşımı ve aynı zamanda da göz bölgesindeki dokuyu gererek görüşü sınırlamış oluruz. Yine çok gerilmiş kayışlar belirli noktalarda silikon yapının gerilmesini ve bazı noktalarda da gevşemesini sağlayarak maske içine su girişine sebep olabilecektir. Kayışları çok gevşetecek olursak da maskemiz yüzümüzden rahatlıkla çıkabilecek ve hatta uzaklaşıp kaybolabilecektir. Maske kayışlarının amacı su girişini engellemek değil, herhangi bir darbe ya da etki sonucu yüzümüzden uzaklaşarak kaybolmasını engellemektir. Maske camlarının iç yüzeyi, dalıcının nefes vermesi anında burundan gelen nemli hava nedeni ile buğulanabilir. Bunu engellemek için özel kimyasallar kullanılıyorsa da maskeyi takmadan önce, maske camının iç tarafını tükürükle sıvayıp bir süre sonra su ile çalkalamak ta faydalı olacaktır. 

Numaralı Maske Camları 
Dalıcılarda var olabilecek göz bozuklukları için maskelerin camlarını numaralı camlarla değiştirebilme şansı vardır. Bunun için maskeyi satın aldığınız dükkana göz bozukluğunuzu gösterir bir raporla giderek, size uygun numaralı cama sahip maskeyi sipariş edebilirsiniz. Piyasadaki çoğu maske üreticisi bu hizmeti sağlamaktadır.  


Dalışa Yasak Bölgeler    

Ülkemizdeki dalışa yasak bölgeler... 

MARMARA 

Güzelce ile Değirmen burnu arası (Büyükçekmece Koyu)

Sedef adası çevresi

Marmara adası, Gündoğdu-Marmara-Çınarlı-Saraylar-Yana Koyu arası

Marmara adası, Laz Kayası çevresi

Ekinlik adası kuzeyi


EGE 

Çanakkale boğazı

Çanakkale : Gelibolu yarımadası, Gelibolu Boğazı 
Gökçeada güneyi, Tuz Burnu ile Aydıncık Burnu arası 
Gelibolu Yarımadası : Kabatepe limanı açığı 
Çanakkale Boğazı : Teke Burnu-Abide arası 

Bababurnu - Çandarlı körfezi

Edremit Körfezi, Maden adası çevresi 
Antik Assos Kenti sahili, Kadırgaburnu-Sivriceburnu arası 

Dikili - İzmir körfezi

Eski Foça : Deveboynu ile Aslanburnu arası (Önündeki adalar dahil) 
Karaburun Yarımadası : Akburun çevresi 
Karaburun Yarımadası : Kanlıkaya Burnu ile Deniz Giren Kuzey tarafı 

İzmir körfezi

Çesme boğazı

Ildırı Körfezi, Gerence Körfezi kuzayindeki yarımada, Küçük Ada ve Toprak Ada 
Ildırı Körfezi : Ildırı sahili, Yassıada ve Karabağ adası 
Çeşme : Uçburun ile Fenerburnu arası 
Çeşme : Batıburun ile Beyaz burun arası 

Çesme boğazı - Dilek boğazı

Sığacık körfezi : Tektaş burnu ve gök liman arası 
Sığacık körfezi : Teos Antik kenti sahil bölümü 

Dilek boğazı - Bodrum boğazı

Güllük Körfezi : Toprakada Çevresi 
Yalıkavak Yarımadası : Kuzeyburnu ile Gümüşlük limanı arası 
Turgutreis : Yassıada çevresi 
Antik İasos Kenti 

Bodrum boğazı - Marmaris

Akyarlar : Aspat koyu 
Gökova : Alakışla Bükü,Karaburun ile Çatalburnu arası (Yıldızada dahil) 
Gökova : Sediradası Çevresi ile Karaca Limanı arası 
Gökova : Nergis Burnu Çevresi 
Gökova : Körman Limanı, İnceburun arası 
Knidos ve Aslanburnu çevresi 
Palamutbükü : Divanburnu çevresi 
Datça : İnceburun çevresi 
Bozburun : Söğütköyü,Söğütadası,Değirmen adası,Taşlıca adası ve Sulmed adası dahil 
Bozukkale çevresi 
Marmaris : Kalabak Burnu Akçadon Burnu arası, Kızılada ve Arapadası dahil 
Marmaris : Çiftlik Limanı, Çiftlik adası dahil 
Marmaris : Devetaşı Mevkii 

AKDENİZ 

Köyceğiz : Bozburun - Eşekburnu arası

Fethiye Kapıdağ Yarımadası : Güngörmez burnu ile Karaburun arası

Fethiye : Kurtoğlu Burnu ile Göcek Sıralıbük Koyu arası (Tersane ve Domuz adaları dahil)

Fethiye : Ölüdeniz, gemiler adası ve Karacaören adası çevreleri

Kötü burun çevresi

Kalkan : Çataladaları, Sıçan adası arası

Kalkan : İnceburun ile Sarıbelen Ada arası

Kepeztepe, Heybeli Ada arası

Sıçak Koyu : Antik Aperlai koyu

Kekova : Ölüdeniz çevresi

Adrasan Suluada çevresi

Tuzla Ada çevresi

Olimpos Antik Kenti : Ceneviz Limanı ile Çıralı Limanı Karaburun arası

Antik Anemorium Kenti çevresi, Anamur burnu çevresi


Sahil Güvenlik Merkezleri

SG Deniz Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi
Sahil Güvenlik Komutanlığı - ANKARA

Tel:0312 425 33 37
Faks:0312 417 28 45 - 0312 425 33 37
SG Yardımcı Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezleri
Sahil Güvenlik KARADENİZ Blg.K.lığı

Tel:0362 445 03 33
Faks:0362 445 29 08
Sahil Güvenlik MARMARA ve BOĞAZLAR Blg.K.lığı
Tel:0212 242 97 10
Faks:0212 242 30 93
Sahil Güvenlik EGE DENİZİ Blg.K.lığı
Tel:0232 366 66 66
Faks:0232 365 95 75
Sahil Güvenlik AKDENİZ Blg.K.lığı
Tel:0324 237 19 19
Faks:0324 238 86 91
SG Alt Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezleri
Sahil Güvenlik TRABZON Grp.K.lığı

Tel:0462 325 47 82
Faks:0462 325 01 18
Sahil Güvenlik AMASRA Grp.K.lığı
Tel:0378 315 10 04
Faks:0378 315 39 25
Sahil Güvenlik ÇANAKKALE Grp.K.lığı
Tel:0286 212 75 00
Faks:0286 212 72 02
Sahil Güvenlik MARMARİS Grp.K.lığı
Tel:0252 412 77 22
Faks:0252 412 77 77
Sahil Güvenlik ANTALYA Grp.K.lığı
Tel:0242 259 13 76
Faks:0242 259 09 53
Sahil Güvenlik İSKENDERUN Grp.K.lığı
Tel:0326 614 23 11
Faks:0326 613 20 54


Sualtı Arama    

Eğer biri size " işte tam şurada battı " derse o cismin oradan başka bir yerde bulunabileceğine hemen hemen emin olabilirsiz. Bir cismin kaybolmasına şahit olmak mutlaka çok önemlidir ancak şahitler cismin olduğu yeri nadiren gösterebilirler. Daha da ilginci cisim battığı an direkt dibe inmeyerek akıntı ve su hareketleriyle başka bir noktaya sürüklenmiş olabilir. 

Bütün bu düşüncelerin neticesi olarak arama yapacağınız alanı iyi seçmeniz gerekecektir. Arama alanı , cismin şüpheye mahal vermeyecek şekilde seçilen alan içinde olması fakat aramayı uzatacak ve zorlaştıracak kadar büyük olmaması lazımdır. 

Alanı seçerken belirli bir dikdörtgen / kare alanı mevcut olabilecek tabii sınırlar belirlemeye çalışmalısınız ( sahil, rıhtım, sığlık gibi… ). 

Arama şekilleri : Arama alanının belirlenmesinden sonra alanı aramak için mümkün olan en basit arama şeklini seçmelisiniz. Aramaya başlıyacağınız nokta bir şamandıra ile işaretlenmeli ve aramaya temel yönlerden birini seçerek başlamalısınız ( pusulalı navigasyonu kolaylaştırmak için ). Arama şekline başladığınızda gruptan bir kişi navigasyon yaparken ve aranılan alanı bir sualtı tabletine işaretlerken , diğerleri de aramaya konsantre olmalıdırlar. Navigasyonu yapanın sualtı yazı tabletinde belirgin tabii noktaları işaretlemesinde fayda vardır. Eğer arama tekne trafiğinin yoğun olduğu bir alanda yapılıyorsa dalış bayrakları mutlak kullanılmalıdır. Diğer önemli bir noktada arama sırasında dibin bulandırılmamasıdır. 

İpsiz arama şekilleri : En basit arama şekilleri çok fazla ekipmanın kullanılmadığı aramalardır. BU tip arama şekillerinin planlanması ve tatbiki daha kolaydır ancak ipli arama şekillerinden daha az hassasdırlar. En çok kullanılan iki ipsiz arama şekli " U " şekli arama ve " genişleyen kare " dir. 

" U " şekli arama : Bu arama şekli küçük ve orta boy cisimleri düz bir ip yapısında ve rüzgarsız durgun bir ortamda aramada kullanılır. Ancak bu tip arama bazen çok büyük arama alanlarında , az rüzgarlı hallerde ve / veya arama ekipmanının olmadığı hallerde kullanılır. U şekli aramayı yapmak için aranılacak alanın bir kenarından başlayıp , küçük aralıklarla diğer kenar arasında gidip gelmelisiniz. Aranılacak alanın diğer kenarına geldiğinizde tekrar başa dönüp aramayı tekrarlıyabilirsiniz. U ların ağız açıklığı görüş mesafesine göre ayarlanmalıdır. U nun uzun kenarında düz gidebilmek için pusula kullanmanızda fayda vardır. Eğer akıntı varsa yüzüşleriniz akıntıya paralel olmalıdır , böylece akıntının tesiri kısmen önlenmiş olur. 

Genişleyen kare şeklinde arama : Bu tip arama şekli orta büyüklükte cisimleri yüzey şartlarının sert olduğu bölgelerde kullanılır. Bilhassa arama alanının büyük olmadığı durumlarda çok yararlıdır. Bu tip arama şekli aranılacak alanın tam ortasından başlamalıdır. Önce kısa bir mesafe yüzülür sonra 90° dönülerek daha uzun bir mesafe sonra yine 90° dönülerek dahada uzun bir mesafe yüzülerek arama sürdürülür. Her 90° dönüşten sonra yüzülecek mesafe görüş mesafesine uygun olarak bir evvelkinden biraz daha fazladır. 

İpli arama şekilleri : İpli arama şekilleri ipsiz arama şekillerine nazaran daha hassastırlar. Ancak daha iyi bir planlama gerektirirler. Bu tip aramalar bilhassa su hareketlerinin olduğu bölgelerde küçük cisimleri aramada kullanılır. İple aramalarda düşük görüş mesafesinin olduğu ortamlarda dalgıçlar arası haberleşme ip vasıtasıyla yapılır. 

Kullanılan sinyaller şöyledir ; 

Bir çekme : Dikkat / aramaya başla 
İki çekme : İyi misin ? / İyiyim 
Üç çekme : Aramayı / yüzülecek mesafeyi bitirdim 
Dört çekme : Buraya gel / bir araya gelelim 
Devamlı çekme : Derhal yardımına ihtiyacım var 

Bu sinyallerin dışında arzu ederseniz başka sinyallerde belirliyebilirsiniz. 

Dairesel arama şekli : Bu arama şekli bilhassa küçük bir bölgede küçük bir cismi aramada çok etkilidir. Her ne kadar düz bir dip yapısında uygulanması çok kolaysa da bilhassa akıntılı haller için idealdir. Dairesel aramayı gerçekleştirebilmek için bir arkadaş ( pivot ) dairenin merkezinde durur. Diğeri ise ( arayıcı ) elinde pivota bağlı iple pivot etrafında dönmeye başlar. Dönmeler tamamlandıkça pivotla arasındaki ipi uzatarak yavaş yavaş daireyi genişletir. Bazen pivot yerine dibe tutturulmuş bir cisim de kullanılabilir. Ancak pivotun çekildiğinde hareket etmeyecek bir cisim olması lazımdır. 

Karşılıklı arama şekli : Bu tip arama şekli düz bir dip yapısına sahip hafif akıntılı büyük arama alanlarında yapılır. Arama şeklinin birçok tatbikat tarzları varsa da en basit tatbikat şöyledir. Önce aranılacak alanın iki yanına arama alanı kenar ipleri çekilir. Sonra iki arkadaş üçüncü bir ipi iki kenar ipine dik vaziyette iki ucundan kenar ipine tutturup arama yapmak için birbirlerine doğru hareket etmeye başlarlar. Diğer uca geldiklerinde dikey ipi görüş mesafesine bağlı olarak biraz daha aşağı kaydırıp , aynı arama hareketini tamamlarlar.  


Sualtı Canlıları    
Sualtı canlılarının dalıcılar üzerinde hem pozitif hem negatif bir etkisi vardır. Negatif etki dalıcıların az sayıda da olsa karşılaşmaktan korktukları deniz canlılarını görmeleridir. Ancak yine de birçok dalıcı sulatı hayatının zengin olduğu yörelerde dalış yapmak ister (pozitif etki). 

İşte dalış lideri olarak amacımız, dalıcılarınızın içindeki manasız korkuları yok etmek, ama yine de tehlikeli olabilecek sualtı canlılarını onlara tanıtabilmek olmalıdır. Hedefiniz dalıcılarınızın sualtı canlılarına karşı saygınlığını ortaya çıkartmaktır. Gayet tabidir ki bu işi başarabilmek için sizin de deniz canlıları ile ilgili bazı temel bilgileriniz olmalıdır. Bazı üniversitelerde okutulan deniz bilimleri dersleri bu açığı kapamanıza yardımcı olabilir. 

Dalış rehberinin bu konuda en son rolü de su altı canlılarının korunmasını sağlamaktır. Bilhassa çevre şartlarının kötüleşmesi sonucu birçok dalış bölgelerinde dalış ortamları kirlenme, dikkatsizlik ve ölçüsüz avcılık sonucu yok olmaktadır. Genel olarak şu noktalarda dalıcılarınızı uyarmalısınız. 

1. Su altında sadece yenebilecek canlıları ve yiyebilecek ölçüde avlanmayı sağlamalısınız. 
2. Kanuni ve yasalarla öngörülen yasaklara uymayı ve sualtı ortamına karşı saygılı olmayı sağlamalısınız. 
3. Sualtında herşeyin bilhassa mercan oluşumlarının ellenmemesi gerektiğini ve sualtı tabiatının bozulmaması gerektiğini ortaya koymalısınız.  


Sualtı Görüş Mesafesi    

Birçok dalgıç dalış yerini seçmede su altı görüş mesafesinin önemli bir faktör olduğunu kabul eder. Hakikaten bir dalıştan alınacak zevk büyük ölçüde sualtı görüş mesafesine bağlıdır. 

Şu halde önemini düşünerek su altı görüş mesafesini etkileyen faktörlere bir göz atalım. Çünkü bunlar dalış alanını seçmede çok işe yarayacaktır. 

Su altı görüş mesafesini etkileyen faktörler şunlardır: 

1. Hava durumu 
2. Mevsimsel değişmeler 
3. Dip yapısı 
4. Dalga ve su hareketleri 
5. Günün saati 
6. Akıntılar 
7. Dalış bölgesinin yeri 

Hakikatte yukarıdakilerden her bri faktör bir dereceye kadar suda asılı partiküllerin oluşmasını sağlayarak su içine ışık girmesini azaltır. 

Hava durumu ve mevsimsel değişmeler birbirine bağlı olarak çeşitli şekilllerde görüş mesafesini etkilerler. Mesela yağmur su içindeki asılı partikülleri hem direk yönden hem de sel suları ile çok arttırabilir. Bazen çok sıcak aylarda su sıcaklığının artması ile su içindeki plankton sayısı çok artabilir. Biz buna bazen suyun renk değiştirmesi ile şahit olabiliriz (red tide). Ama genelde kış aylarında sualtı görüş mesafesi daha iyidir. Tatlı su ortamlarında mevsimsel değişmelerde görüş mesafesi oldukça değişir. 

Dip yapısı ile su hareketleri ve akıntıların görüş mesafesine tesiri daha açıktır. Dalgalı bir havada görüş mesafesinin azalması gibi. Dip yapısında da ne kadar silt denen tortu tabakası varsa bunun suda asılı partikülleri yaratması o kadar kolay olacaktır. Bu da görüş mesafesini olumsuz yönde etkileyecektir. 

Bihassa bu tip dip yapısı olan yerlerde akıntı ve dalga hareketi durumu oldukça güçleştirecektir. Tam tersine kayalık çakıllı, mercan oluşumlu dip yapılarında görüş mesafesi çok daha iyidir. 

Dalışın günün hangi saatinde yapılacağı da görüş mesafesini etkileyen faktörlerdendir. Güneş ışınları deniz üstüne 48° den küçük bir açı ile geldiğinde büyük bir kısmı suya girmeden yüzeyden yansıtılırlar. Bu gibi hallerde suyun içi kararmış olacaktır. Bu duruma göre saat 10.00 ila 14.00 arası deniz altının en aydınlık olduğu saatlerdir. 

Önemli okyanus akıntıları ile dalış bölgesinin yerinin de dalış şartlarına etkisi vardır. Mesela Gulf Stream akıntısı buna iyi bir örnektir. Bu akıntı birçok tropikal sualtı bitki ve canlılarını Amerika sahillerinde Kuzey Carolina sahillerine kadar taşır. Nitekim Bermuda adalarının da tropik bir iklime sahip olmasının sebebi budur. 

Bu gibi akıntıların bir diğer etkisi de soğuk suların taşıdıkları bol miktarda gıda parçaçıkları ile çevredeki bitki ve hayvan sayısının artmasına sebep olurlar.  


Tekne Dalışı    

Pek çok nedenden dolayı teknelerden dalış çok popülerdir. Dalış tekneleri sizi berrak su, verimli yaşam ve eşsiz güzelliklerle dolu sığlıklara taşır. Kıyıdan ulaşılamıyacak dalış yerlerine, hatta birçok dalış yerine tekne ile gidilir. 

Tekneler bizi uzun yüzüşlerden, dalgalarla uğraşmaktan ve uzun yürüyüşlerden kurtarır. Teknede dalmak için uyulması gereken bazı kuarallar vardırki bunlar herkesin daha sorunsuz dalış yapmasını sağlar. 

Tekneye binmeden önce tüm malzemenizi kontrol edin, yedek parçaları unutmayın. Malzemelerinizi bir başkasınınkiyle karışmasını önlemek için işaretleyin. Daima malzeme çantası kullanın ve eşyalarınızı palet ve elbise en altta olacak şekilde hazırlayın. Yeterli miktarda sizi kuru ve sıcak tutacak eşya alın. 

Kendinizide her dalışa hazırladığınız gibi hazırlayın ve unutmayınki güneş ve sallanan bir tekne sizi her zamankinden daha fazla yoracaktır. Deniz tutmasına karşı önlem almayı unutmayın. 

Temel denizcilik terimlerini bilmeniz size kolaylık sağlıyacaktır. Teknenin ön tarafına baş arka tarafına kıç denir. Soluna iskele sağına ise sancak denir. Tekneye kalkış süresinden yarım saat önce gitmekte fayda vardır. Dalış lideri veya kaptan tekne brifingi vererek size tekneyi tanıtacak nereleri kullanabileceğinizi göstrecek ve uyulması gereken kurallardan bahsedecektir. Böyle bir brifing yapılmaz ise dalış liderinden yapılmasını istiyebilirsiniz.. 

Teknede kurallara uymak , başkalarına saygılı olmak ,denize iniş ve çıkış yerlerine dikkat etmek ve hatta her yerde ıslak elbiseyle gezmemek gibi hareketler herkesin daha mutlu sorunsuz dalış yapması için gerekli öğelerdir. 

Malzemenizi kuşandıktan sonra yürürken dikkatli olun ,kaygan ve sallanan zemin tehlikeli olabilir. Tekneden atlarken atlıyacağınız yeri kontrol etmeniz faydalı olacaktır. Atladıktan sonra durumunuzu belirten işareti dalış liderinize ve tekne personeline bildirmelisiniz. 

Dalışdan döndükten sonra yüzeye geldiğinizde tekneyi göremiyorsanız telaşa kapılmayın iyice yüzerliğinizi kontrol edin ve tekneyi bekleyin yada kıyı yakınsa kıyıya döğru yüzün. Muhtemelen tekne demir taramıştır ve kaptan gelip sizi alacaktır. Tekneye çıktıktan sonra üzerinizdeki malzemelerinizi yere saçmayın düzenli bir şekilde bir sonraki dalışa hazırlayın yada malzeme çantanıza aynı sırayla yerleştirin. 

Herhangi bir sorunuz olduğunda kaptandan veya dalış liderlerinden yardın isteyin yapılan birifingleri can kulağı ile dinleyin.

Ücretsiz bilgi almanız için sizi arayalım!